Ege Finans Derneği (EFD) Ekonomide yaşanan sıkıntılardan etkilenen finans ve reel sektörünü rahatlatacak öneriler içeren bir rapor hazırladı
Bankaların kriz dönemlerinde zorda olan firmalardan alacaklarını tahsil etmek için başlattıkları yasal sürecin firmanın batışını hızlandırdığını belirten EFD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vurucu, bunun yerine finans kurumlarının açmış oldukları nakit ve gayri nakit kredi toplamı kadar firmalara gölge ortak olması gerektiğini söyledi. Vurucu, firmaların öz kaynağının en fazla 5 katına kadar kredi kullanmasını ve bu kredinin son 2 yıllık cironun yüzde 50’sini aşmaması gerektiğini de dile getirdi.
Gölge ortaklıkla uyum içinde çalışılmalı
Finans kurumları firmalara açmış olduğu nakit ve gayri nakit (ihale teminat mektupları dışında) kredi toplamı kadar firmalara gölge ortak olmasının firmalar açısından finansal planlanmanın kontrol altında tutulmasını sağlayacağını ifade eden Vurucu, “ Finans kurumu fiilen kullandırmış olduğu kısa, orta veya uzun vadeli işletme sermayesi veya yatırım kredisi tutarında firmaya gölge ortak olacak. Gölge Ortaklık, kendi içerisinde firma özelinde takip ve kontrol işlemini yapacak bir sorumlu belirleyecektir. Bu sorumlu belirli aralıklarla, gölge ortaklığa rapor sunacak. Bu raporlar sayesinde firmaların ve finans kurumların daha uyumlu bir hale gelmesi sağlanacak, firmaların yaşam ömürleri daha da uzamış olacaktır” dedi.
Batık krediler kurumları zora sokar
Bankaların topladıkları kaynakları (mevduat) veya aldıkları sendikasyon kredilerini zamanında ödemek zorunda olduğunu ifade eden Vurucu, bu ödemenin de verdikleri kredileri zamanında tahsil ederek mümkün olabileceğini vurguladı. Batık kredilerin banka ve firmaları zora sokmasına neden olduğuna dikkat çeken Vurucu, “Bankalar açısından en büyük sorun batık kredilerdir (NPL). Ekonominin sıkıntılı dönemlerinde batık tutarı artmaktadır. Bu bankalar açısından para kaybı veya uzun dönemde alacağınız yasal süreç sonrası tahsil etmesi anlamına gelmektedir. Firmanın ekonomik sıkıntılar çektiği görülüyorsa diğer bankalar veya piyasa alacaklılarından daha önce ve hızlı olabilmek için, yasal takibe geçebilmektedir. Bu süreç, firmanın batışı anlamına gelmektedir. Bu ihtiyaçtan doğan bankalarımızla reel sektörün çalışmasında, kazan kazan üzerine kurulacak bir sistem ile kredi verdiğiniz firmalarda yeni bir Hissedar(Gölge) Bankacılık uygulamasını öneriyoruz” diye konuştu.
Kredi limitleri sınırlandırılmalı
Önerilen yeni bankacılık sisteminin uygulanması durumunda finans kesimi ile reel sektör arasındaki suçlamalar ve çekişmelerin sona ereceğini, batan firmalardan dolayı oluşan NPL’nin azalacağını söyleyen Vurucu, bu sayede milli gelir kaybı düşeceğini işsizlik azalacağını ve örnek bir modelin ortaya çıkacağını ifade etti. Yatırım kredisi dışında finans kurumlarının firmalara açacakları kredi limitinde sınırlamaların yapılmasının doğru bir karar olacağını dile getiren Vurucu, “ Firmaların öz kaynaklarını arttırmaya teşvik edebilmek ve daha güçlü firmalar yaratabilmek için, öz kaynağının en fazla 5 katına kadar kredi kullanımı olması gerekmektedir. Yatırım kredisi dışında kullandırılacak kredi, firmanın son iki yıl ortalama cirosunun yüzde 50’sinden daha fazla olmamalıdır. Bu şekilde bir firmanın kullanacağı kredi kontrol altında tutulmuş olacaktır” diye söyledi.